Dünden Bugüne

Birgün bir çoban tüm ahaliden önce yaylaya çıkar. Pınarın yanında peri kızları görür. Çoban dayanamaz, birini yakalar, beklenen olur. Peri kızı, çobana bir yıl sonra aynı yere gelmesini, emanetini almasını, başına büyük iş açtığını söyleyip kaybolur. Sonraki yıl çoban yaylaya gittiğinde pınarın hemen yanında parlayan biçimsiz bir kütle bulur. Peri kızı gelir işte emanetin bu deyip kaybolur. Çoban korkar, biraz uzaklaşır, bu garip şeye sapanıyla taş atar. O taş attıkça kütle büyür. Çobanımız da korkup kaçar.

Bu hikayeyi hatırladınız mı?

O sırada Hanlar Hanı Bayındır Han ve beyleri, gezinti için ata binmiş oradan geçerler. Pınarın yanına geldiklerinde bu garip alamet kütleyi görürler. Bir yiğit atından inip tekmeler. Bu teptikçe kütle büyür. En sonunda Aruz Koca at inip tekmelerken, kütleye mahmuzu dokunur, kütle yarılır ve içinden...

Hala hatırlamadıysanız Dede Korkut Hikayeleri'nde geçen Oğuz'un başına bela olan Tepegöz'ün doğumunun hikayesidir bu. Tepegöz böyle doğar, sonraları tenini ok delmez, kılıç kesmez. Zorbalığıyla; anası peri kızının dediği gibi, Oğuz İli'nin başına bela olur. Basat tarafından alt edilinceye kadar bu durum devam eder.
Basit bir yanlışla başlayan, çığ gibi büyüyen ve önüne geçilemez bir hal alan süreci tasfir eder Dede Korkut. Neredeyse bin yıl önce. Benzer bir efsane, Homeros'un kaleminden günümüze bize ve tüm batı toplumlarına ulaşmıştır.

İnsanlık, zaman zaman bu alamet kütlelere şahit olmuş. Yanlışlardan doğan bu yaratıklar, çığ gibi büyüyen bu kütleler, insanların tanı koyamadığı, yoksaydığı, çaresizce kurtulmaya çalışırken tekmeleyerek büyüttüğü, garip alametlere dönüşmüşler.

Tepegöz'ün kırdığı yiğit, helak ettiği koyunlar gibi, gün olur sayılamaz olur hasar. Bildik tepkisizlik veya çaresizlikle izlenirse, durum içinden çıkılamaz bir hal alır.

Dede Korkut hangi ucubeyi anlatmak için yazdı bu hikayeyi bilinmez. Ama aklındakileri, Tepegöz ve zayıf yanını bulup ucubeyi tepeleyen Basat sembolleri üzerine kurguladı. Gelecek nesillere böyle aktardı.

Bugün tüm insanlık Gazze'de yaşananlara, böyle çaresizlikle, Oğuz'un ilk zamanlardaki vurdumduymazlığıyla bakıyor. Dün ve bugün Irak'ta yaşananlara baktığı gibi. Ne Homeros'tan ne Dede Korkut'tan ders almadan.

Batı'nın yöneticileri Tepegöz'e dönüşmüş, 2003'ten beri Irak'ta, yıllardır Filistin'de, aslında uzun zamandır tüm dünyada iş başındalar.

Mitolojinin sembollerine sarılıp, vaadedilmiş toprakları uğruna, yaşlı, çocuk demeden kan dökmekten çekinmeyenler, insanlık tarihinde Tepegöz'leşenlerin sonsuza kadar bu zorbalığa devam edemeyeceklerini elbet anlayacaklar. Efsaneleri iyi okusalardı, Tepegöz'lerin de alt edildiğini göreceklerdi.

Özer


Creative Commons License
Dünden Bugüne by Özer Kavak is licensed under a Creative Commons Attribution-Noncommercial-Share Alike 3.0 Unported License.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

SPARQL Sorgu Modülü Demo Sayfası Yayında

Daha inceki gönderilemde bahsettiğim Joomla! 2.5 için SPARQL sorgu modülü deneme sayfası yayında. Sayfada solda ve altta olmak üzere dbpe...