W3C nereye koşuyor?

Peki biz ne yapıyoruz?

Uzun zamandır yazmayı düşündüğüm ama hep ertelediğim bir konuydu W3C ve internet. W3C ile ilgili internette bol miktarda türkçe kaynak ve henüz yetersiz de olsa kendi yerelleştirme çabaları var. Bu yüzden doğrudan konuya girelim. İnternetle ve bilgisayarla yakından ilgili olan herkesin yılda en az bir kaç kez ziyaret etmesi gereken bir site W3C.

Neler yapıyorlar, neyle uğraşıyorlar mutlaka bir göz atmak gerekiyor. Geleceğin dünyası orada teorisyenlerce şekillendiriliyor. Çoğumuz farkında bile değil. Size geçmişten geleceğe birkaç örnek verebilirim.

HTML nedir? Kim geliştirdi? Geleceği nedir?
CSS nedir? Neden bu kadar önemli ve nereye gidiyor?
XML'e niye gerek duyuldu? XML yapısı kullanılarak ne tür HTML benzeri kalıplar oluşturuldu?
RDF, SMIL, SVG nedir? Hangi gerekçe ile geliştiriliyorlar?
GIF ve JPG'nin neyi eksikti? PNG de nereden çıktı?

Özer


Creative Commons License
W3C nereye koşuyor? by Özer Kavak is licensed under a Creative Commons Attribution-Noncommercial-Share Alike 3.0 Unported License.

Taner'den Terim'e iki tokat daha

Milli takım aday kadrosunu açıklayan Fatih Terim 28 Mart ve 1 Nisan tarihlerinde oynanacak İspanya maçları için Taner Gülleri'yi milli takımımıza yine çağırmadı.

Eskişehir'den 6 gollü Batuhan ve Bursaspor'dan 8 gollü Sercan'ı Milli takıma davet eden Terim'e cevap İsmetpaşa'dan geldi.

Kocaelispor - Ankaraspor arasındaki mücadele Taner Gülleri'nin iki golü ve bir de gol pasıyla 3-1 Kocaelispor lehine sonuçlandı.

Süper Lig'de 21 Mart tarihi itibatiyle sezonun en çok gol atan Türk futbolcusu olan Taner, 16 gole ulaştı. Gol krallığında ise 17 golü bulunan Milan Baros'un hemen arkasında ikinci sırada.

Daha önce 2-5'lik GS-Kocaelispor maçından sonra Taner'den Terim'e dört tokat başlığı ile bir yazı yazmıştım. Taner bu kez iki gol ve enfes bir asistle Fatih Terim'i tekrar utandırmayı başardı.
Kocaelispor Teknik Direktörü Erhan Altın'ın resmi
Erhan Altın yönetiminde çıkışını sürdüren Kocaelispor'u onbeş gün sonra puan olarak en yakın rakibi olan Ankaragücü deplasmanı bekliyor. Galip gelmesi halinde ise 26 puanla 16. sıraya yükselecek.

Özer



Creative Commons License
Taner'den Terim'e iki tokat daha by Özer Kavak is licensed under a Creative Commons Attribution-Noncommercial-Share Alike 3.0 Unported License.

Obama Müslüman mı?

Obama Müslümanmış!

Günlük kullanımda çok bilindik bir ifadeyle düşüncelerimi özetlemek mümkün. "Bıraksınlar bu işleri, herkes baksın dalgasına..."

ABD, uzun zamandır Türkiye'deki Amerikan karşıtlığından yakınıyor. Çeşitli yayın organlarında bu konuda haberler yapıldı. Hatta bu karşıtlığın azaltılması için çalışmalar yapılacağına dair demeçler de defalarca yayınlandı.

Tanımları biraz açmak gerekiyor. Türkiyedeki Amerikan Karşıtlığı'nın, ABD'de yaşayan insanlara bir ilgisi yok. Bu karşıtlık, geçmiş ve bugünkü ABD politikalarından ve sonuçlarından yola çıkılarak kendiliğinden ortaya çıkmış doğal bir memnuniyetsizliktir. Düşmanlık veya nefret içermez. Halklarla hiç alakası yoktur.

Bu durumu basit bir örnekle anlatmak gerekirse: AKP, CHP ve MHP'nin aldığı ve kısa vadede alabileceği oy toplamı %80-85 arası değişiyor. Her üç partinin uygulamalarına veya söylemlerine karşı çıkan biri Türkiye karşıtı mıdır? Türkiye düşmanı mıdır? Bu ülkede yaşayanlardan nefret mi etmektedir? Cevap tabiki HAYIR.

Buradan şöyle bir sonuç çıkarabiliriz: Demek resmi ağızlardan ifade edilen bu "ABD karşıtlığı"ndan kasıt, ABD yönetimlerinin uygulamalarına olan karşıtlıktır. Bu karşıtlığın kırılmaya çalışılması ise, ABD yönetimlerinin bizleri rahatsız eden ve edecek uygulamalarına karşı çıkmamamızı sağlamak anlamına gelir. Bu sonuca nasıl varıyoruz?

Tezi şöyle destekleyelim: ABD, bu karşıtlığın oluşmasına ve süregelmesine neden olan sebeplerden tümünü veya herhangi birini ortadan kaldırma çabası yerine, "Obama'nın içi"nin müslüman olduğu haberlerini pompalıyor. Demek ABD karşıtlığını kırmak için yöntem ,olarak ortak paydada buluşmak yerine bu ülkenin insanlarını aptal yerine koymak. Bunu her kim manşetlere taşıyorsa, işte onlara, ne yaptıklarının farkında olup olmadıklarını veya kimin için çalıştıklarını sormak gerekiyor. Ayrıca ABD'yi suçlamak yerine "Acaba bizimkilerin yalakalığı mıdır?" diye sormadan edemiyorum.

Denilebilir ki biz zaten millet olarak bunları yemeyiz. Haklısınız, bunu yeyip yutmayacak çok insan var bu ülkede. Bu durumda bu saçma sapan haberin Türkiye'nin krizle boğuştuğu bu günlerde manşetlerde işi ne? Madem yemiyoruz bu haberler niye manşetlerde? Bu medya bu kadar akılsız mı? Yoksa bu kadar mı ahlaksız?

Keyifli ve bir o kadar çarpıcı bir örnekle böyle haberlerin nasıl etkili olabileceğini anlatmaya çalışayım. Dizi izlerken ağlayan bir halkın bir üyesi olarak bir teyzemiz, "Tecavüzcü Coşkun" karakterini canlandıran Coşkun Göğen'i sokakta görünce dövmeye kalkmadı mı? Demek bizim bu manşetleri atanlar o kadar da akılsız değil. Akılsız değillerse gerekçe ne? Bunu her kim manşetlere taşıyorsa, işte onlara kimin için çalıştıklarını, bu yüzden tekrar sormak gerekiyor.

Bu tezgahı kuran ve alet olan tüm yazılı ve görsel basını şiddetle kınıyorum. Eğer ABD bu doğal karşıtlığı azaltmak istiyorsa önce kapısının önünü temizlemeli.

Bizim boyalı basın da Alişan'la, B.Ersoy'la paslaşıp oyalanmaya, oyalamaya devam etsin.
"Bıraksın bu işleri, herkes baksın dalgasına..."

İsimler Kitabı

Son zamanlarda kafa yoran işlerle uğraşırken, biraz daha hafif kitaplara sardım.

İsimler Kitabı, Jill Gregory ve Karen Tintori tarafından yazılmış ve Nisan 2007'de ODTU Yayıncılık tarafından basılmış.

Hızlı okunabilen sürükleyici bir roman. Dan Brown romanlarından hoşlanan, iyi vakit geçirmek isteyenlere tavsiye edebilirim. Yılın kitabı değil, ama kötü de değil. Kitaptan büyük mesajlar, beklemeyin.

On üzerinden Altı.
Dizi izlemeye harcayacağınız zamanı, bu kitapla değerlendirin.



Creative Commons License
İsimler kitabı by Özer Kavak is licensed under a Creative Commons Attribution-Noncommercial-Share Alike 3.0 Unported License.

"Ve İşimiz Bitti" Jushua Ferris

"Ve İşimiz Bitti", Joshua Ferris, Mayıs 2008

Joshua Ferris'in yazdığı bu ilginç roman, çoğunlukla 2001 yılında geçtiği kurgulanan olayları, birinci çoğul şahıs ağzından anlatıyor. Pek karşılaşılan bir üslup olmasa da merak uyandırıyor.

"Ve İşimiz Bitti", ABD ofis ortamını, değer yargılarını ve insanlarını ofis çalışanlarını kullanarak eleştiriyor. Mizahı, dramı, sisteme ve yaşamlara olan eleştiriyi neredeyse her sayfada bulmak mümkün.

Pekçok insanın hayranlıkla baktığı batının, bu olağan ve gerçek yüzünü açıkça ortaya seren, karşılaştığım az sayıdaki eserden biri.

Kitaptaki olaylar 2006 yılında sona eriyor. Amerika'da 2007'de basılmış. Türkiye'de Siren Yayınları'ndan çıkan birinci baskı ise Mayıs 2008'e ait.

Benim de bir zamanlar yaptığım gibi, ofis ortamında çalışmış herkese tavsiye edebileceğim keyifli bir kitap. Her ne kadar arka kapağında yazdığı gibi "Bir başyapıt" olmasa da, son zamanlarda okuduğum ender iyi kitaplardan.

"Ve İşimiz Bitti" 2008'de başlayan küresel bunalımı yansıtmadığı halde, olanları bu süreçte yaşananlarla özdeşleştirmek de mümkün. Yaşadığımız küresel bunalımdan kaynaklı bu zor günler, yazarın yeni kitabına konu olabilir.
Akıcı anlatımla sanırım sizde Tom Mota ve koltuğun peşinden koşturacaksınız.

İşte size Joshua Ferris'in "Ve İşimiz Bitti" kitabının 23. sayfadan bir alıntı.
"Devir yolunu bulma devriydi, çağ ıvır zıvır çağı... Dünya internetten akan parayla dolmuştu ve biz de kendi payımıza düşeni alıyorduk..."

İyi okumalar.
Özer

Creative Commons License
Ve İşimiz Bitti by Özer Kavak is licensed under a Creative Commons Attribution-Noncommercial-Share Alike 3.0 Unported License.

SPARQL Sorgu Modülü Demo Sayfası Yayında

Daha inceki gönderilemde bahsettiğim Joomla! 2.5 için SPARQL sorgu modülü deneme sayfası yayında. Sayfada solda ve altta olmak üzere dbpe...